16 Nisan 2014 Çarşamba

Sunay Akin


YUREGiM
Yuregim Islaktir benim Kuytularda aglamaktan Ve hafif ucuktur rengi Kurusun Diye kac kez Gunese asilmaktan...
Sunay Akin

   Reçel

Gülemedim ki hiç hasta yataginin basucunda haberi bu yüzden yoktur annemin sol yanagimdaki gamzeden
Komodinin üstündeki ilaçlarin sayisi arttikça kutularindan yaptigim gökdelenin uzamasina sevinirdim
Ve bilmezdim annemin yasantisindaki renkliligin yalnizca raflarda dizili kavonozlarin içindeki reçeller oldugunu.
Sunay Akin

   Kirmizi


Sevgilim kizma sakin ve lütfen yanlis anlama kirmizi rujunu sürünce paramin yetmedigi elma sekerleri geliyor aklima
Sunay Akin      Ne yak Mektubun ucunu, Ne sevgini Sayfalar dolusu Dile getir....
Zarfi kapatirken yalniz, Kuytu dudaklarini Çokça degdir.....
Sunay Akin    DUDAK PAYI
Cay bardaginda birakilan dudak payi kadar bile uzak kalamam gozlerine
Yakin olsun isterim ellerime ellerin yanindaki beton binaya
yaslanmasi gibi kohne bir evin
Seni bir civi gibi caktim cünkü beynime ve toplayip bütün kerpetenleri attim denize
SUNAY AKIN 

  Dag Yolu

benden kisadir boyun bir köy otobüsünün daga tirmanmasi gibi uzanirsin dudaklarima
katilmaz oldu nicedir yolumun tozu dumanina   

 Çukur

Bilerek mi yanina almadin giderken basinin yastikta biraktigi çukuru Güveniyordum oysa ben sevgimize vapur iskelesi ya da tren istasyonundaki saatin dogrulugu kadar Beni senin gibi bir de annem terketmisti ki göbegimde durur onun yoklugundan bana kalan çukur

Sunay Akin  

BECERİKSİZ

Kabuğunu koparmadan
ne bir elmayı soyabildim
ne de iyileştirebildim bir yaramı
ama karşıma çıkınca
kızmadım hiç elma kurduna
bendim çünkü bıçağı saplayan
onun yurduna

Şair diyorlar benim için
bilmiyorum oysa
her şiire konmalı mı uyak
her yere nedense
konamıyor tayyare
hay dilimi
arı türkçe soksun; uçak

Kaptan olmak isterdim
aynanın karşısında
eski bir sinema yıldızı
gibi ağlayan
İstanbul hatlarında
bir fırça hafifliğiyle gidip
gelen vapurlara

Eskimo bir şair dokunuyor omuzuma
ve Kız Kulesi'ni göstererek
bırak artık diyor üzülmeyi
yedi tepeli bu şehirde
şiir okunacak tek yer
elbette denizin ortasındaki
şu küçük buz dağı

Terzi olsa da babam
sökük dikmesini beceremem
beni yalnızca sen anlarsın
iğnenin deliğinden geçsin
diye ipliklerin
bir anlık ıslatıldığı dudaklara
takılıp kalan annem   

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder