Medler
Tarihleri
Asurlar’in Yukari Asya’yi 520 yil (1229-709 M.Ö)
yönettiklerini söyleyen Heredot, çesitli bagimli uluslarin onlara karsi
giristikleri özgürlük savaslarina deginir. O’nun yazdigina göre Asur yönetimine
karsi ilk baskaldiranlar Medler oldu. Böylece Asurlar’a bagimli olmaktan ve
Asur baskisindan kurtulur, bagimsiz bir Med devleti kurarlar. Bu devletin Iran
geleneginde Pis-Dadiyan adi verilen hanedanlik oldugu saniliyor.
Ama Med-Asur çatismasi Asurlar yikilana dek sürer.
Heredot, Med krallarindan sadece dördünün adlarini aktarir
bize. Bunlarin ilki Phraortes’in oglu Deioces (709-656 M.Ö)’dir. O’nu sirasiyla
Phraortes, Cyaxarxes ve Astyages izlerler.
Med kralliginin kurucusu Deioces’tir. Heredot’un ifadesiyle
‘Med Ulusunu’ birlestiren, 53 yil despotça yönetmis olan Deioces olmustur.
Muhtemelen Asurlar’a karsi Med isyanina önderlik eden de odur. Deioces’in baskenti
Agbatana (Ecbatana) idi. Bu kent Akamenid yazitlarinda Hagmatana olarak geçen
modern Hemedan’dir.
22 yil yönettigi söylenen Phraort, Persler’den baslayarak
çesitli uluslara boyun egdirir. Browne’nin aktardigina göre onun adi eski
Persçe yazitlarda Fravartis diye geçer.
Heredot, Medler ve Persler’den ‘iki güçlü ulus’ olarak
sözeder. Sonuçta Asurlar’la savaslarinda Phraortes’in kendisi ve ordusunun
büyük bölümü yok olur. O’nun yerine geçen Cyaxarxes (Huvakhsatara) ise, 40 yil
yönetir. Bu adi Keyaksar olarak okuyanlar var. Moses Khorene’de onun adi
Kvaxares olarak geçer ki Kava adini animsatir bu. Cyaxarxes’in tahta çikis
tarihi bazi kaynaklarda M.Ö. 625 yili olarak tahmin edilir. Anadolu’nun
Kizilirmak dogusuna düsen parçasini Med hakimiyeti altina sokar ve bu bölgede
Lidya ile M.Ö. 585 yilinda bir barisla sonuçlanan egemenlik savaslarina girer.
Bundan çok önce ise, Heredot’a göre, kendisine bagimli tüm halklardan olusan
ordusuyla ve Babil’le ittifak halinde babasi Phraortes’in intikamini almak
amaciyla Asurya baskenti Ninus’u kusatmis ve yikmistir (M.Ö. 607). Ama daha
Ninus (Nineveh) kusatmasi sürerken kendi ülkesi kuzeyden gelen Iskitler
tarafindan istila edilir. Böylece Iskitler’e yenilen Cyaxarxes’in yönetimi 28
yil süren Iskit hakimiyeti boyunca kesintiye ugrar (634-606 M.Ö). Cyaxarxes,
sonunda istilaci Iskitler’i Urmiye Gölü yaninda yenip ülkesinden kovdugu gibi,
Asur’u da devirir (626).
Babasinin yerine M.Ö. 585 yilinda geçtigi sanilan son Med
krali Astyages, 35 yil yönettikten sonra Cyrus’un önderligindeki Akamenid
(Pers) isyani sonucunda devrilir (550). Med yönetimine karsi basini Cyrus’un
çektigi bu isyana Medler’in bir kesimi de katilir. Böylece Med devleti son
bulur ve Bati Iranli Medler Güney Iranli Akamenidler’in (Persler’in) yönetimi
altina sokulurlar (Bk. Heredot, A. D. Godley çevirisi, cilt I, kitap I ve E. G.
Browne, A Litrary History Of Persia, 1902).
Heredot’un verdigi rakamlara göre dört Med krali baba-ogul
çizgisinde toplam 128 yil yönettiler. Bu süre bazi kaynaklarca M.Ö. 687-559 yillari
arasina yerlestirilir.
Medler hakkinda yaptigim bu özette hemen tamamen Heredot’un
dediklerine dayandim.
Med tarihinde Phraortes ve Cyaxares’in yükselisleri Urartu
tarihiyle ilgili olarak dikkati çeker.
Adlari, Asiretleri ve Hudutlari
Medler’in orijini henüz tartismali bir konu. Heredot,
Akamenid krali Xerxes ordusundaki Med birliklerinden sözederken, bu birliklerin
kumandani Tigranes’in bir Akamenid oldugunu yazar. Heredot’un yazdigina göre,
Medler, bizzat kendi rivayetlerine bakilirsa daha eskiden ‘Arian’ adiyla
bilinir ve baskalari tarafindan da bu adla çagrilirlardi. Çevirmenin de isaret
ettigi gibi, daha Strabo zamanindan baslayarak Arian (Aryan) adi yalnizca
Medler’i degil, daha genis bir stoku ifade etmis ve modern filoloji de sözcügü
bu genis manada, yani bir stok adi olarak benimsemistir. Etnolojik
çikarsamalarda daima ad benzerlikleri ve Grek efsanelerine dayanan Heredot,
onlarin Med adini sonralari Colchi’li kadin Medea’dan aldiklarini öne sürer.
Böylece O’na göre Medler, sonralari kendi asil adlarini birakmis, Atina’dan
gelerek Arian’lar arasina yerlesen bu kadinin adini benimsemislerdir
(Herodotus, VII. kitap, s. 375-76).
Heredot, Xerxes ordusunda Persler, Bactria’lilar ve ayrica
saydigi Arian’larin da Med stili veya Med-Bactri karisimi bir donanima sahip
olduklarina isaret eder (VII. ktap, s. 375-80).
Darius’un bölümlemesinde Medya (Bati Iran), 10. Eyalet
olarak organize edilmistir (Heredotus, III. kitap, s. 119-123).
Ermeniler’in Med adi yerine genelde Mar sözcügünü
kullandiklari, Medler’i Marlar diye bildikleri anlasiliyor. Sözgelimi M.S. 5.
veya 8. Yüzyilda yasadigi sanilan ve sik sik ilk Ermeni tarihçisi olarak
tanimlanan Moses Khorene, Medler’in adini Marats’ olarak yazar, Med ve Bactri
sözcüklerini bir ve ayni halkin adlari gibi kullanir. Son dönem yazarlari
arasinda Bactri, Bahtiyari ve Bohtiler arasinda özdeslik kuranlara raslanir.
Studies In Christian Caucasian History (Georgetown
University Press, 1963) adli çalismasinda Cyril Toumanoff ve Armenia In The
Period Of Justinian (1970) adli eserinde de Nicholas Adontz, Matieni, Manda,
Med (Mada) ve Mar adlari arasinda bir baglanti, hatta özdeslik kurma egilimi
tasirlar. Ermenistan’in Mard (Mardi), Mandakuni, Amatuni ve Murac’an gibi eski
evleri ve prenslikleri onlara göre orijin olarak Medler veya Mannaean (Manna,
Mani)’larla baglantili idiler. Toumanoff, orijini Urmiye Gölü bölgesi olan
Amatuni prens evinin Med krali Astyages’in soyundan geldigi ya da Ibrani
orijinli olduguna iliskin degisik görüsleri aktarir (a.g.y., s. 197-98).
Adontz’a göre Astyages’in yönettigi halka Asur yazitlarinda Manda adiyla
referans verilmektedir ki, bu ad Mada ve Mati (Manti) adlarinin diyalekt
farklarindan ileri gelen bir diger seklidir. O’nun yazdigina göre antik
yazarlarda Mati adi, hem ad hem de kan (soy) olarak Medler’le iliskilendirilir.
Mati (Mati), Urmiye yöresindeki halkla iliskili bir ad. Matian (Mantiane),
Urmiye Gölü bölgesidir (Adontz, a.g.e., s. 323).
Bu yazarlarin dayandigi asil kaynak Moses Khorenatsi’nin
tarihinde söylenenlerdir. Med-Manna orijinli prenslikler de dahil, Khorene’nin
dediklerini Ermenistan bölümünde ele alacagim.
Heredot, alti Med asiretinin adlarini verir. Bunlar, Busae
(Bousai), Paretaceni, Struchates, Arizanti, Budii (Boudioi) ve Magi adlarini
tasiyorlar.
Med ve Magi adlarini Heredot’un yer yer es anlamli
kullandigina da isaret etmeliyim.
Med kral adlarinin Aryanlasmis Turani adlar olduklarini
iddia eden M. Oppert’e göre, Heredot’un adini verdigi Med asiretlerinden en az
ikisi de Turani adlardir.
Med kralligini bu asiretlerin bir konfederasyonu gibi
düsünenler vardir. R. N. Frye, The Heritage Of Persia (1962) adli kitabinda Med
Konfederasyonu’nun baslangiçta esas olarak Med, Mannai ve Iskitler’den
bilestigini, bir imparatoruga dönüsünce halklarin karisiminin daha da hizlandigini
yazar (Frye, a.g.e., s. 80). Ona göre Medler’in kendileri, Heredot’un Med
asiretleri olarak saydigi Irani ve Irani-olmayan asiret adlarindan da
anlasilacagi gibi, yerli ve Irani halklarin bir karisimiydi. Asiretler halinde
örgütlenen Medler’in sik sik birbirleriyle savas halinde olduklarina deginen
Frye, onlarin Mannai, Urartu ve Asurya gibi yerlesik kralliklara karsit
olduklarini, atlariyla ünlü Medler’in göçebe bir yasam sürdüklerini belirtir
(Frye, a.g.e., s. 76).
Medler, Bati Iranli’ydi. Merkezleri ve baskentleri
Hemedan’di.
Medya’nin gerçek sinirlari tam olarak tanimlanamiyor. Kabaca
kuzeyde Azerbaycan (Atropatene) daglarindan güneyde Susiana (Kuzistan)‘ya
kadar, doguda Zagros daglarindan Tahran-Isfahan hattina kadar uzandigi tahmin
ediliyor. Mazandaran’in tümünü veya bir bölümünü de içeriyordu gibi.
Media (eski Persçe’de Mada) adi, asil Medya’da olmasalar da,
Mah sekli altinda bazi yer adlarinda (Mah-Kufa, Mah-Basra, Mah-Nahawand gibi)
Islami dönemde bile yasadi. Eskiden Mada, Media ve Mah olarak bilinen
cografyaya oldukça daglik olmasi nedeniyle Araplar’in taktigi ad daglar
anlamina gelen Cabal (Cibal)’dir. Araplar, bu cografyaya, onu Arap Iraki olarak
adlandirilan Asagi Mezopotamya’dan ayirmak için Acem Iraki (Irak Acemi) da
demislerdir (Bk. L. Lockhart, Enc. Of Islam, Djibal maddesi).
Persler’in aksine Medler kayitlar birakmamis. Ya da en
azindan bugüne dek onlara ait yazitlara rastlanmis degil. Bu nedenle onlar
hakkindaki bilgiler daha çok Asur ve Yunan kaynaklarina dayaniyor. Salmaneser
I’in oglu Tukulti-Ninib I’e ait oldugu söylenen ve L. W. King’in Studies In
Eastern History (cilt I, London, 1904) adli yapitinda yer verilen bir yazitta,
O’nun zaptettigi bölgeler arasinda ‘Madani‘ adinda bir yer adi da geçer. Asur
krali Tiglat-Pileser’in M.Ö. 1100 (?) yili dolayina ait sanilan bir yazitinda
Medler’in baskenti Amadana, Asurya’ya bagimli görünür. William Wright’in The
Empire Of The Hittites (London, 1884, s. 39-40) adli kitabinda yeralan ve yine
Tiglat-Pileser I’e ait olan bir yazitta, bu Asur kralinin yönetiminin ilk bes
yilinda fethettigini öne sürdügü 42 ülkeye ‘Magi dinini’ dayattigini söylemesi
üzerinde dikkatle durulmasi gereken enteresan bir nokta olarak duruyor.
Medya’ya referanslar M.Ö. 9. ve 7. yüzyillar arasinda
yöneten çesitli Asur krallarinin kayitlarinda da vardir. Medler, Salmaneser III
ve onun yerine geçenlerin düsmanlari arasinda görülürler. Örnegin M.Ö. 715
yilina ait bir Asur yazitinda geçen Dayaukku adi, bilinebilen dört Med
kralindan ilki olan Deioces’e referanstir. O’nun esir edildiginden sözedilir
burda. Sargon’a ait bundan iki yil kadar sonraki bir yazitta ise O’nun ülkesi
Bit Dayaukku‘ya boyun egdirildigi kaydedilir.
Dil ve Din ( Zend-Avesta, Zerdüst ve Zerdüstlük)
Medler’in dili ve dini konusu var bir de. Oppert, Akamenid
krallarina ait yazitlarin üç dilinden birinin Medler‘in dili oldugunu, hatta
Medce’nin Irani degil, fakat Turani oldugunu öne sürmüstü. O’na göre Medya adi
ise, Sümerce’de ülke anlamli Mada’dan geliyordu. Ama Akamenid yazitlarinda
Oppert’in Medce sandigi dilin gerçekte Elamca oldugu anlasildi.
Medler’in eski Persçe ile akraba bir dil konusan Iranli bir
halk olduklari en çok kabul gören görüstür.
Avesta dili uygun bir terim olmasa da Zend olarak
adlandirilir. Avesta’nin alfabesi ise Pehlevice’dir. Avesta, iki tabakadir.
M.Ö. 6. Yüzyil dolayinin dilini yansitan daha eski bölümlerine Gatalar denilir.
Daha büyük bölümü ise, geç dönemlerde yazilmistir.
Browne’nin aktardigina göre, Darmesteter, Zend olarak
adlandirilan Avesta’nin dilinin Medler’in dili oldugunu, bu dildeki
(Zend-Avesta) antik Zerdüst yazininin Med dili ve literatürünü temsil ettigini
savundu. O’na göre bu dil Medya’ya aitti ve eski Persçe ile iliskisi de ana ya
da kiz degil, baci olarak tanimlanmaliydi. Kisacasi Darmesteter’e göre Zerdüs
doktrininin yurdu Medya, ifade araci, yani dili de Medce idi. Jackson, Geiger
ve Darmesteter’e göre Zerdüstlük Med orijinliydi. Ama diger Alman arastiricilar
Darmesteter’den farkli olarak Avesta’nin dilinin Bactria’nin dili oldugunu
savundular.
Böylece bu dilin, bagli olarak Zerdüst dininin de Iran’in
hangi parçasinda dogdugu konusunda bir fikir birligi olusmadi.
Zerdüs dininin de, bu dinin araci oldugu ve Medce ile ayni
oldugu söylenen Zend-Avesta’nin da batidaki Azerbaycan (Atropatene, Medya)’da
mi, yoksa dogudaki Bactria’da mi dogdugu halen tartisilan bir konu. Her iki
bölgenin de Zerdüstlük adi verilen inancin tarihinde merkezi rol oynadiklarina
inaniliyor.
Yine Browne’nin aktardigina göre, M. C. Huart, Medce’nin
modern temsilcilerinin Yazd ve Kirman Zerdüstleri arasinda konusulan
diyalektler oldugunu savunmustur. M.S. 11. Yüzyilda yasayan Baba Tahir’in
kullandigi dil de Huart’a göre Medce’yi temsil ediyordu. Darmesteter ise, eski
Avesta dilinin, dolayisiyla Medce’nin yasayan bas temsilcisinin Afganistan dili
Pasto (Pakhto) oldugunu ileri sürmüstür.
Tüm bunlardan çikan sonuç, Avesta’nin orijini, yasi, yurdu
ve dili gibi konularin Medler’in orijini yönünden büyük önem tasidigidir.
Zerdüst dini literatürünün dili Huzvares (Huzvaris, Zawaris,
Zawarisn, Zuwaris) diye de bilinir. Dastur Husangj’in görüsüne göre Huzvaris
kelimesi, huzvan-asur, yani Asurya dili demektir. Farkli bir etimoloji öneren
Derenbourgh’a göre de Huzvaris, Ha Sursi (Bu Süryanice’dir) anlamina geliyor.
Browne, bu sözcügün zorlayan veya degistiren (çarpitan) anlamli bir kelimeyle
ilgili olabilecegine isaret etmektedir.
Kimisi, Huzvaris denen dili bugünkü Persçe’nin arkaik (çok
eski) bir biçimi sayarken, kimi de orta Persçe olarak tanimlar. Bu dil
genellikle Pehlevice (Pahlawi) olarak adlandirilir.
Bazilari Pehlevi terimini bu dilin kendisinden çok alfabesi
için kullanirken, bazisi da hem dili hem alfabesini böyle adlandirir.
Pehlevice kavrami bazen genis manada eski Persçe (Akamenid
yazitlarinin dili, Akamenidler döneminin dili) karsiliginda kullanilirken, sik
sik dar anlamda Orta Persçe (M.S. 226-652 arasi dönemin, yani Sasaniler
döneminin Persçesi) için de kullanilir. Iran Zerdüstleri M.S. 9. Yüzyila kadar
ve bu yüzyilda da Pehlevice’yi kullanmislardir. Firdevsi’nin Sahnamesi’nin
efsanevi kral ve kahramanlari da mektuplarini Pehlevice yazarlar.
Browne, Huzvaris sisteminin kullanilmasiyla Pehlevi dilinin
ana özelliginin Irani ve Semitik unsurlarin bir karisimi olarak belirdigini
söyler. Pehlevice, daha dogru görünen bir sekilde Partça olarak da tanimlanir
ve bu sözcügün Parhav, Palhav, Pahlav ve Fahlav sekillerine de giren Parthia
kavramiyla iliskili oldugu söylenir. Browne’ye göre, Pehlevice’nin Partça demek
oldugu Ishausen tarafindan kanitlanmis bulunuyor.
Izadi ise, Kürtler adli kitabinda Pehlevice’nin Dimili
(Gorani, Zazaca) dili oldugunu yazmaktadir.
Max Müller, Zerdüstlügü, bir zamanlar tek bir toplum
olusturan Hint-Iran toplumunda çok-tanrili eski dine karsi ortaya çikmis bir
protesto olarak görür. Bu protestonun basini Zerdüst adli bir peygamber çeker
ve en inançli taraftarlariyla birlikte Iran’a siginmak zorunda kalir ki,
zamanla Baktriya’da kendi inancini egemen din haline getirir. Browne’nin
yazdigina göre Almanya’da uzun süre M. Müller’in bu teorisi hakimdi.
Zerdüst denen kisinin Darius’un babasi Hystaspes oldugu ve
Zerdüst ile Akamenidler’in kurucusu Büyük Cyrus’un çagdas olduklari seklinde
Geldner’e ait bir görüsün varligini da not etmeliyim.
Artsruni Evi’nin tarihini yazan 9.-10. yüzyil Ermeni
tarihçisi Thomas Artsruni, Ingilizceye History Of The House Of Artsrunik
basligiyla Robert W. Thomson tarafindan çevrilen (Detroit, 1985) eserinde,
Ashdahak (M. Khorene’de Azhdahak)’tan bir Med krali, Zerdüst (Zradast)’ten ise
bir Magi ve ‘Bactria ve Media krali’ diye sözeder. Semiramis’in kocasi Ninos’un
Zerdüst’e boyun egdirdigini (Eusebius’un kroniginde ise kaynaklara göre
Zerdüst’ün yalnizca Semiramis tarafindan yenilgiye ugratildigi söylenir), onu
Heftalitler’in sinirina kadar kovaladigini, Huzistan, Iran ve Belh gibi ülkeleri
52 yil boyunca Ninos’un yönettigini söyleyen gelenegi aktarir. Ardindan ayni
gelenekte Zerdüst isyanini bastiran Semiramis’in onu kendisine bagimli
kildiktan sonra, Babil, Huzistan ve tüm Dogu Iran’a yönetici olarak atadiginin
söylendigini, ama Semiramis öldügünde Zerdüst adli bu kralin yeniden isyan
ederek Asurlar’a bagimliligi red ettigini, Medler’i ve Persler’i hem politik
hem de doktrin olarak Babil’den koparmak amaciyla ‘Seytani bir doktrin’ olan
yeni bir din yarattigini, Islami çaglarda bile atese tapanlarin çocuklarinin bu
ögretiye bagli olduklarini yazar (a.g.y., s. 86-90).
Bu gelenek Zerdüst’ü Asur’un baslangici kadar gerilere
yerlestiriyor.
En çok kabul gören görüslere göre, Zerdüst’ün ortaya çiktigi
tarih M.Ö. 7. Yüzyil ortalaridir. Medler’in hakimiyeti dönemidir bu. Yani
Akamenidler’in yükselisinden öncedir. O’nun Magiler adli Med asiretine mensup
oldugu ve M.Ö. 660-583 yillari arasinda yasadigi tahmin ediliyor. Büyük
ihtimalle bir rahipti. Bati Iranli (Mada, Media) olmakla birlikte ilk dikkate
deger basarisini kral Vistaspa (Gustasp)’yi kendi görüslerine kazanarak Bactria
(Belh)’da gösterdigine inaniliyor. Böylece Avesta’nin dili Bactria’ya ait olsa
bile, Zerdüst doktrinlerinin Baktria’ya Medler’in ates-papazlarinca sokuldugu
öne sürülür.
Konuyu arastiran çesitli yazarlarin görüsleri konusunda
bilgiler veren Browne’ye göre, Baktriya (Belh), Zerdüstler’in Medine’si
olabilir. Yani kendi ülkesinde basarili olamayan peygamber Zerdüst, çok
sonralari Islam dini ve Muhammed örneginde görüldügü gibi, baska bir yerde, bu
örnekte Baktria’da kendisine bir siginak bulmus olabilir.
Browne, Avesta’nin Gathalar diye bilinen eski parçasinin
Zerdüst’ün Belh (Baktria)’teki ilk propagandasinin özünü yansittigini
yazmaktadir.
Belh’ten hizla tüm Iran’a yayilan Zerdüst dini, Fars
Eyaleti’nde egemenlik kurar. Fars’a hangi tarihte girdigi ve bu bölgenin
yöneticileri ve halki tarafindan ne zaman benimsendigi net degilse de, son
Akamenidler’in yönetimi zamaninda Fars’ta artik Zerdüst ögretisi hakimdir.
Iran’in Islam-öncesindeki ana dini olan Zerdüstlük
(Zoroastrizm, Mazdaizm), bazi bölgelerde tecrit halde halen yasiyor.
Hindistan’da onun Irani orijinine isaret eden Parsizm adi altinda biliniyor.
Zerdüstlügü bir tür Pan-Iranizm olarak degerlendiren, hatta
tekçi tanri anlayisina sahip bir din gibi yorumlayan kaynaklar var. Böyle
olunca ilk tek-tanrili din olarak kabul edilen Yahudiligin evrimini ve
Hristiyanligin dogusunu etkilemis olabilecegi düsünülüyor.
Zerdüst dininin ekseninde Ahura Mazda (Ohrmazd, Hürmüz) adi
var. Kutsal kitabi ise, genelde Zend-Avesta diye adlandirilir.
Zindik sözcügü Mezdek’in kitabi Zend’e mensup olmak
demektir. Osmanli Toplumunda Zindiklar ve Mülhidler (15.-17. Yüzyillar) adli
kitabinda Ahmet Yasar Ocak’in da isaret ettigi gibi Zindiklik ve Mülhidlik
bugünün Türkçesi ile sapkinlik ve dinsizlik demektir. 15. yüzyildan 17. yüzyila
kadar üç-yüz yillik Osmanli düzenine ve bu düzenin arkasindaki resmi ideolojiye
karsi ortaya çikan kisisel ve kitlesel çikislara Zindiklik ve Mülhidlik
denmistir (Bk. A. Y. Ocak, a.g.e., 1998).
Bu dinde yaratici rol yüklenen Ahura Mazda’dir. Yeri gögü
yaratan odur. Iran’da Yunan mitolojisindeki Zeus’a, Babil’in Bal (Bel)’ina
tekabül eden tanridir. Firdevsi’nin Sahname’sinde Ahura Mazda (Hürmüz, Urmuzd,
Ormus, Ermenice’de Aramazd) için Izad ve Yazdan gibi adlar da kullanilir.
Çevresinde O’nun yarattigi söylenen alti veya yedi kadar melek vardir. Bunlar
iyi nitelikleri temsil ederler.
Ahura Mazda’nin Ahriman (Ahra Mainyu) adinda bir ikize ve
rakibe sahip olusu, bu dinin tekçi görünen anlayisi ile bagdasmayan bir düalizm
olarak görülür. Ahura Mazda (Yezdan) iyiligin, Ahriman ise kötülüğün göstergesi olarak kabul görülmüştür
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder