11 Mayıs 2014 Pazar

MED UYGARLIĞI VE KÜLTÜRÜ

Medler


Tarihleri

Asurlar’in Yukari Asya’yi 520 yil (1229-709 M.Ö) yönettiklerini söyleyen Heredot, çesitli bagimli uluslarin onlara karsi giristikleri özgürlük savaslarina deginir. O’nun yazdigina göre Asur yönetimine karsi ilk baskaldiranlar Medler oldu. Böylece Asurlar’a bagimli olmaktan ve Asur baskisindan kurtulur, bagimsiz bir Med devleti kurarlar. Bu devletin Iran geleneginde Pis-Dadiyan adi verilen hanedanlik oldugu saniliyor.

Ama Med-Asur çatismasi Asurlar yikilana dek sürer.

Heredot, Med krallarindan sadece dördünün adlarini aktarir bize. Bunlarin ilki Phraortes’in oglu Deioces (709-656 M.Ö)’dir. O’nu sirasiyla Phraortes, Cyaxarxes ve Astyages izlerler.

Med kralliginin kurucusu Deioces’tir. Heredot’un ifadesiyle ‘Med Ulusunu’ birlestiren, 53 yil despotça yönetmis olan Deioces olmustur. Muhtemelen Asurlar’a karsi Med isyanina önderlik eden de odur. Deioces’in baskenti Agbatana (Ecbatana) idi. Bu kent Akamenid yazitlarinda Hagmatana olarak geçen modern Hemedan’dir.

22 yil yönettigi söylenen Phraort, Persler’den baslayarak çesitli uluslara boyun egdirir. Browne’nin aktardigina göre onun adi eski Persçe yazitlarda Fravartis diye geçer.

Heredot, Medler ve Persler’den ‘iki güçlü ulus’ olarak sözeder. Sonuçta Asurlar’la savaslarinda Phraortes’in kendisi ve ordusunun büyük bölümü yok olur. O’nun yerine geçen Cyaxarxes (Huvakhsatara) ise, 40 yil yönetir. Bu adi Keyaksar olarak okuyanlar var. Moses Khorene’de onun adi Kvaxares olarak geçer ki Kava adini animsatir bu. Cyaxarxes’in tahta çikis tarihi bazi kaynaklarda M.Ö. 625 yili olarak tahmin edilir. Anadolu’nun Kizilirmak dogusuna düsen parçasini Med hakimiyeti altina sokar ve bu bölgede Lidya ile M.Ö. 585 yilinda bir barisla sonuçlanan egemenlik savaslarina girer. Bundan çok önce ise, Heredot’a göre, kendisine bagimli tüm halklardan olusan ordusuyla ve Babil’le ittifak halinde babasi Phraortes’in intikamini almak amaciyla Asurya baskenti Ninus’u kusatmis ve yikmistir (M.Ö. 607). Ama daha Ninus (Nineveh) kusatmasi sürerken kendi ülkesi kuzeyden gelen Iskitler tarafindan istila edilir. Böylece Iskitler’e yenilen Cyaxarxes’in yönetimi 28 yil süren Iskit hakimiyeti boyunca kesintiye ugrar (634-606 M.Ö). Cyaxarxes, sonunda istilaci Iskitler’i Urmiye Gölü yaninda yenip ülkesinden kovdugu gibi, Asur’u da devirir (626).

Babasinin yerine M.Ö. 585 yilinda geçtigi sanilan son Med krali Astyages, 35 yil yönettikten sonra Cyrus’un önderligindeki Akamenid (Pers) isyani sonucunda devrilir (550). Med yönetimine karsi basini Cyrus’un çektigi bu isyana Medler’in bir kesimi de katilir. Böylece Med devleti son bulur ve Bati Iranli Medler Güney Iranli Akamenidler’in (Persler’in) yönetimi altina sokulurlar (Bk. Heredot, A. D. Godley çevirisi, cilt I, kitap I ve E. G. Browne, A Litrary History Of Persia, 1902).

Heredot’un verdigi rakamlara göre dört Med krali baba-ogul çizgisinde toplam 128 yil yönettiler. Bu süre bazi kaynaklarca M.Ö. 687-559 yillari arasina yerlestirilir.

Medler hakkinda yaptigim bu özette hemen tamamen Heredot’un dediklerine dayandim.

Med tarihinde Phraortes ve Cyaxares’in yükselisleri Urartu tarihiyle ilgili olarak dikkati çeker.


Adlari, Asiretleri ve Hudutlari

Medler’in orijini henüz tartismali bir konu. Heredot, Akamenid krali Xerxes ordusundaki Med birliklerinden sözederken, bu birliklerin kumandani Tigranes’in bir Akamenid oldugunu yazar. Heredot’un yazdigina göre, Medler, bizzat kendi rivayetlerine bakilirsa daha eskiden ‘Arian’ adiyla bilinir ve baskalari tarafindan da bu adla çagrilirlardi. Çevirmenin de isaret ettigi gibi, daha Strabo zamanindan baslayarak Arian (Aryan) adi yalnizca Medler’i degil, daha genis bir stoku ifade etmis ve modern filoloji de sözcügü bu genis manada, yani bir stok adi olarak benimsemistir. Etnolojik çikarsamalarda daima ad benzerlikleri ve Grek efsanelerine dayanan Heredot, onlarin Med adini sonralari Colchi’li kadin Medea’dan aldiklarini öne sürer. Böylece O’na göre Medler, sonralari kendi asil adlarini birakmis, Atina’dan gelerek Arian’lar arasina yerlesen bu kadinin adini benimsemislerdir (Herodotus, VII. kitap, s. 375-76).

Heredot, Xerxes ordusunda Persler, Bactria’lilar ve ayrica saydigi Arian’larin da Med stili veya Med-Bactri karisimi bir donanima sahip olduklarina isaret eder (VII. ktap, s. 375-80).

Darius’un bölümlemesinde Medya (Bati Iran), 10. Eyalet olarak organize edilmistir (Heredotus, III. kitap, s. 119-123).

Ermeniler’in Med adi yerine genelde Mar sözcügünü kullandiklari, Medler’i Marlar diye bildikleri anlasiliyor. Sözgelimi M.S. 5. veya 8. Yüzyilda yasadigi sanilan ve sik sik ilk Ermeni tarihçisi olarak tanimlanan Moses Khorene, Medler’in adini Marats’ olarak yazar, Med ve Bactri sözcüklerini bir ve ayni halkin adlari gibi kullanir. Son dönem yazarlari arasinda Bactri, Bahtiyari ve Bohtiler arasinda özdeslik kuranlara raslanir.

Studies In Christian Caucasian History (Georgetown University Press, 1963) adli çalismasinda Cyril Toumanoff ve Armenia In The Period Of Justinian (1970) adli eserinde de Nicholas Adontz, Matieni, Manda, Med (Mada) ve Mar adlari arasinda bir baglanti, hatta özdeslik kurma egilimi tasirlar. Ermenistan’in Mard (Mardi), Mandakuni, Amatuni ve Murac’an gibi eski evleri ve prenslikleri onlara göre orijin olarak Medler veya Mannaean (Manna, Mani)’larla baglantili idiler. Toumanoff, orijini Urmiye Gölü bölgesi olan Amatuni prens evinin Med krali Astyages’in soyundan geldigi ya da Ibrani orijinli olduguna iliskin degisik görüsleri aktarir (a.g.y., s. 197-98). Adontz’a göre Astyages’in yönettigi halka Asur yazitlarinda Manda adiyla referans verilmektedir ki, bu ad Mada ve Mati (Manti) adlarinin diyalekt farklarindan ileri gelen bir diger seklidir. O’nun yazdigina göre antik yazarlarda Mati adi, hem ad hem de kan (soy) olarak Medler’le iliskilendirilir. Mati (Mati), Urmiye yöresindeki halkla iliskili bir ad. Matian (Mantiane), Urmiye Gölü bölgesidir (Adontz, a.g.e., s. 323).

Bu yazarlarin dayandigi asil kaynak Moses Khorenatsi’nin tarihinde söylenenlerdir. Med-Manna orijinli prenslikler de dahil, Khorene’nin dediklerini Ermenistan bölümünde ele alacagim.

Heredot, alti Med asiretinin adlarini verir. Bunlar, Busae (Bousai), Paretaceni, Struchates, Arizanti, Budii (Boudioi) ve Magi adlarini tasiyorlar.

Med ve Magi adlarini Heredot’un yer yer es anlamli kullandigina da isaret etmeliyim.

Med kral adlarinin Aryanlasmis Turani adlar olduklarini iddia eden M. Oppert’e göre, Heredot’un adini verdigi Med asiretlerinden en az ikisi de Turani adlardir.

Med kralligini bu asiretlerin bir konfederasyonu gibi düsünenler vardir. R. N. Frye, The Heritage Of Persia (1962) adli kitabinda Med Konfederasyonu’nun baslangiçta esas olarak Med, Mannai ve Iskitler’den bilestigini, bir imparatoruga dönüsünce halklarin karisiminin daha da hizlandigini yazar (Frye, a.g.e., s. 80). Ona göre Medler’in kendileri, Heredot’un Med asiretleri olarak saydigi Irani ve Irani-olmayan asiret adlarindan da anlasilacagi gibi, yerli ve Irani halklarin bir karisimiydi. Asiretler halinde örgütlenen Medler’in sik sik birbirleriyle savas halinde olduklarina deginen Frye, onlarin Mannai, Urartu ve Asurya gibi yerlesik kralliklara karsit olduklarini, atlariyla ünlü Medler’in göçebe bir yasam sürdüklerini belirtir (Frye, a.g.e., s. 76).

Medler, Bati Iranli’ydi. Merkezleri ve baskentleri Hemedan’di.

Medya’nin gerçek sinirlari tam olarak tanimlanamiyor. Kabaca kuzeyde Azerbaycan (Atropatene) daglarindan güneyde Susiana (Kuzistan)‘ya kadar, doguda Zagros daglarindan Tahran-Isfahan hattina kadar uzandigi tahmin ediliyor. Mazandaran’in tümünü veya bir bölümünü de içeriyordu gibi.

Media (eski Persçe’de Mada) adi, asil Medya’da olmasalar da, Mah sekli altinda bazi yer adlarinda (Mah-Kufa, Mah-Basra, Mah-Nahawand gibi) Islami dönemde bile yasadi. Eskiden Mada, Media ve Mah olarak bilinen cografyaya oldukça daglik olmasi nedeniyle Araplar’in taktigi ad daglar anlamina gelen Cabal (Cibal)’dir. Araplar, bu cografyaya, onu Arap Iraki olarak adlandirilan Asagi Mezopotamya’dan ayirmak için Acem Iraki (Irak Acemi) da demislerdir (Bk. L. Lockhart, Enc. Of Islam, Djibal maddesi).

Persler’in aksine Medler kayitlar birakmamis. Ya da en azindan bugüne dek onlara ait yazitlara rastlanmis degil. Bu nedenle onlar hakkindaki bilgiler daha çok Asur ve Yunan kaynaklarina dayaniyor. Salmaneser I’in oglu Tukulti-Ninib I’e ait oldugu söylenen ve L. W. King’in Studies In Eastern History (cilt I, London, 1904) adli yapitinda yer verilen bir yazitta, O’nun zaptettigi bölgeler arasinda ‘Madani‘ adinda bir yer adi da geçer. Asur krali Tiglat-Pileser’in M.Ö. 1100 (?) yili dolayina ait sanilan bir yazitinda Medler’in baskenti Amadana, Asurya’ya bagimli görünür. William Wright’in The Empire Of The Hittites (London, 1884, s. 39-40) adli kitabinda yeralan ve yine Tiglat-Pileser I’e ait olan bir yazitta, bu Asur kralinin yönetiminin ilk bes yilinda fethettigini öne sürdügü 42 ülkeye ‘Magi dinini’ dayattigini söylemesi üzerinde dikkatle durulmasi gereken enteresan bir nokta olarak duruyor.

Medya’ya referanslar M.Ö. 9. ve 7. yüzyillar arasinda yöneten çesitli Asur krallarinin kayitlarinda da vardir. Medler, Salmaneser III ve onun yerine geçenlerin düsmanlari arasinda görülürler. Örnegin M.Ö. 715 yilina ait bir Asur yazitinda geçen Dayaukku adi, bilinebilen dört Med kralindan ilki olan Deioces’e referanstir. O’nun esir edildiginden sözedilir burda. Sargon’a ait bundan iki yil kadar sonraki bir yazitta ise O’nun ülkesi Bit Dayaukku‘ya boyun egdirildigi kaydedilir.


Dil ve Din ( Zend-Avesta, Zerdüst ve Zerdüstlük)

Medler’in dili ve dini konusu var bir de. Oppert, Akamenid krallarina ait yazitlarin üç dilinden birinin Medler‘in dili oldugunu, hatta Medce’nin Irani degil, fakat Turani oldugunu öne sürmüstü. O’na göre Medya adi ise, Sümerce’de ülke anlamli Mada’dan geliyordu. Ama Akamenid yazitlarinda Oppert’in Medce sandigi dilin gerçekte Elamca oldugu anlasildi.

Medler’in eski Persçe ile akraba bir dil konusan Iranli bir halk olduklari en çok kabul gören görüstür.

Avesta dili uygun bir terim olmasa da Zend olarak adlandirilir. Avesta’nin alfabesi ise Pehlevice’dir. Avesta, iki tabakadir. M.Ö. 6. Yüzyil dolayinin dilini yansitan daha eski bölümlerine Gatalar denilir. Daha büyük bölümü ise, geç dönemlerde yazilmistir.

Browne’nin aktardigina göre, Darmesteter, Zend olarak adlandirilan Avesta’nin dilinin Medler’in dili oldugunu, bu dildeki (Zend-Avesta) antik Zerdüst yazininin Med dili ve literatürünü temsil ettigini savundu. O’na göre bu dil Medya’ya aitti ve eski Persçe ile iliskisi de ana ya da kiz degil, baci olarak tanimlanmaliydi. Kisacasi Darmesteter’e göre Zerdüs doktrininin yurdu Medya, ifade araci, yani dili de Medce idi. Jackson, Geiger ve Darmesteter’e göre Zerdüstlük Med orijinliydi. Ama diger Alman arastiricilar Darmesteter’den farkli olarak Avesta’nin dilinin Bactria’nin dili oldugunu savundular.

Böylece bu dilin, bagli olarak Zerdüst dininin de Iran’in hangi parçasinda dogdugu konusunda bir fikir birligi olusmadi.

Zerdüs dininin de, bu dinin araci oldugu ve Medce ile ayni oldugu söylenen Zend-Avesta’nin da batidaki Azerbaycan (Atropatene, Medya)’da mi, yoksa dogudaki Bactria’da mi dogdugu halen tartisilan bir konu. Her iki bölgenin de Zerdüstlük adi verilen inancin tarihinde merkezi rol oynadiklarina inaniliyor.

Yine Browne’nin aktardigina göre, M. C. Huart, Medce’nin modern temsilcilerinin Yazd ve Kirman Zerdüstleri arasinda konusulan diyalektler oldugunu savunmustur. M.S. 11. Yüzyilda yasayan Baba Tahir’in kullandigi dil de Huart’a göre Medce’yi temsil ediyordu. Darmesteter ise, eski Avesta dilinin, dolayisiyla Medce’nin yasayan bas temsilcisinin Afganistan dili Pasto (Pakhto) oldugunu ileri sürmüstür.

Tüm bunlardan çikan sonuç, Avesta’nin orijini, yasi, yurdu ve dili gibi konularin Medler’in orijini yönünden büyük önem tasidigidir.

Zerdüst dini literatürünün dili Huzvares (Huzvaris, Zawaris, Zawarisn, Zuwaris) diye de bilinir. Dastur Husangj’in görüsüne göre Huzvaris kelimesi, huzvan-asur, yani Asurya dili demektir. Farkli bir etimoloji öneren Derenbourgh’a göre de Huzvaris, Ha Sursi (Bu Süryanice’dir) anlamina geliyor. Browne, bu sözcügün zorlayan veya degistiren (çarpitan) anlamli bir kelimeyle ilgili olabilecegine isaret etmektedir.

Kimisi, Huzvaris denen dili bugünkü Persçe’nin arkaik (çok eski) bir biçimi sayarken, kimi de orta Persçe olarak tanimlar. Bu dil genellikle Pehlevice (Pahlawi) olarak adlandirilir.

Bazilari Pehlevi terimini bu dilin kendisinden çok alfabesi için kullanirken, bazisi da hem dili hem alfabesini böyle adlandirir.

Pehlevice kavrami bazen genis manada eski Persçe (Akamenid yazitlarinin dili, Akamenidler döneminin dili) karsiliginda kullanilirken, sik sik dar anlamda Orta Persçe (M.S. 226-652 arasi dönemin, yani Sasaniler döneminin Persçesi) için de kullanilir. Iran Zerdüstleri M.S. 9. Yüzyila kadar ve bu yüzyilda da Pehlevice’yi kullanmislardir. Firdevsi’nin Sahnamesi’nin efsanevi kral ve kahramanlari da mektuplarini Pehlevice yazarlar.

Browne, Huzvaris sisteminin kullanilmasiyla Pehlevi dilinin ana özelliginin Irani ve Semitik unsurlarin bir karisimi olarak belirdigini söyler. Pehlevice, daha dogru görünen bir sekilde Partça olarak da tanimlanir ve bu sözcügün Parhav, Palhav, Pahlav ve Fahlav sekillerine de giren Parthia kavramiyla iliskili oldugu söylenir. Browne’ye göre, Pehlevice’nin Partça demek oldugu Ishausen tarafindan kanitlanmis bulunuyor.

Izadi ise, Kürtler adli kitabinda Pehlevice’nin Dimili (Gorani, Zazaca) dili oldugunu yazmaktadir.

Max Müller, Zerdüstlügü, bir zamanlar tek bir toplum olusturan Hint-Iran toplumunda çok-tanrili eski dine karsi ortaya çikmis bir protesto olarak görür. Bu protestonun basini Zerdüst adli bir peygamber çeker ve en inançli taraftarlariyla birlikte Iran’a siginmak zorunda kalir ki, zamanla Baktriya’da kendi inancini egemen din haline getirir. Browne’nin yazdigina göre Almanya’da uzun süre M. Müller’in bu teorisi hakimdi.

Zerdüst denen kisinin Darius’un babasi Hystaspes oldugu ve Zerdüst ile Akamenidler’in kurucusu Büyük Cyrus’un çagdas olduklari seklinde Geldner’e ait bir görüsün varligini da not etmeliyim.

Artsruni Evi’nin tarihini yazan 9.-10. yüzyil Ermeni tarihçisi Thomas Artsruni, Ingilizceye History Of The House Of Artsrunik basligiyla Robert W. Thomson tarafindan çevrilen (Detroit, 1985) eserinde, Ashdahak (M. Khorene’de Azhdahak)’tan bir Med krali, Zerdüst (Zradast)’ten ise bir Magi ve ‘Bactria ve Media krali’ diye sözeder. Semiramis’in kocasi Ninos’un Zerdüst’e boyun egdirdigini (Eusebius’un kroniginde ise kaynaklara göre Zerdüst’ün yalnizca Semiramis tarafindan yenilgiye ugratildigi söylenir), onu Heftalitler’in sinirina kadar kovaladigini, Huzistan, Iran ve Belh gibi ülkeleri 52 yil boyunca Ninos’un yönettigini söyleyen gelenegi aktarir. Ardindan ayni gelenekte Zerdüst isyanini bastiran Semiramis’in onu kendisine bagimli kildiktan sonra, Babil, Huzistan ve tüm Dogu Iran’a yönetici olarak atadiginin söylendigini, ama Semiramis öldügünde Zerdüst adli bu kralin yeniden isyan ederek Asurlar’a bagimliligi red ettigini, Medler’i ve Persler’i hem politik hem de doktrin olarak Babil’den koparmak amaciyla ‘Seytani bir doktrin’ olan yeni bir din yarattigini, Islami çaglarda bile atese tapanlarin çocuklarinin bu ögretiye bagli olduklarini yazar (a.g.y., s. 86-90).

Bu gelenek Zerdüst’ü Asur’un baslangici kadar gerilere yerlestiriyor.

En çok kabul gören görüslere göre, Zerdüst’ün ortaya çiktigi tarih M.Ö. 7. Yüzyil ortalaridir. Medler’in hakimiyeti dönemidir bu. Yani Akamenidler’in yükselisinden öncedir. O’nun Magiler adli Med asiretine mensup oldugu ve M.Ö. 660-583 yillari arasinda yasadigi tahmin ediliyor. Büyük ihtimalle bir rahipti. Bati Iranli (Mada, Media) olmakla birlikte ilk dikkate deger basarisini kral Vistaspa (Gustasp)’yi kendi görüslerine kazanarak Bactria (Belh)’da gösterdigine inaniliyor. Böylece Avesta’nin dili Bactria’ya ait olsa bile, Zerdüst doktrinlerinin Baktria’ya Medler’in ates-papazlarinca sokuldugu öne sürülür.

Konuyu arastiran çesitli yazarlarin görüsleri konusunda bilgiler veren Browne’ye göre, Baktriya (Belh), Zerdüstler’in Medine’si olabilir. Yani kendi ülkesinde basarili olamayan peygamber Zerdüst, çok sonralari Islam dini ve Muhammed örneginde görüldügü gibi, baska bir yerde, bu örnekte Baktria’da kendisine bir siginak bulmus olabilir.

Browne, Avesta’nin Gathalar diye bilinen eski parçasinin Zerdüst’ün Belh (Baktria)’teki ilk propagandasinin özünü yansittigini yazmaktadir.

Belh’ten hizla tüm Iran’a yayilan Zerdüst dini, Fars Eyaleti’nde egemenlik kurar. Fars’a hangi tarihte girdigi ve bu bölgenin yöneticileri ve halki tarafindan ne zaman benimsendigi net degilse de, son Akamenidler’in yönetimi zamaninda Fars’ta artik Zerdüst ögretisi hakimdir.

Iran’in Islam-öncesindeki ana dini olan Zerdüstlük (Zoroastrizm, Mazdaizm), bazi bölgelerde tecrit halde halen yasiyor. Hindistan’da onun Irani orijinine isaret eden Parsizm adi altinda biliniyor.

Zerdüstlügü bir tür Pan-Iranizm olarak degerlendiren, hatta tekçi tanri anlayisina sahip bir din gibi yorumlayan kaynaklar var. Böyle olunca ilk tek-tanrili din olarak kabul edilen Yahudiligin evrimini ve Hristiyanligin dogusunu etkilemis olabilecegi düsünülüyor.

Zerdüst dininin ekseninde Ahura Mazda (Ohrmazd, Hürmüz) adi var. Kutsal kitabi ise, genelde Zend-Avesta diye adlandirilir.

Zindik sözcügü Mezdek’in kitabi Zend’e mensup olmak demektir. Osmanli Toplumunda Zindiklar ve Mülhidler (15.-17. Yüzyillar) adli kitabinda Ahmet Yasar Ocak’in da isaret ettigi gibi Zindiklik ve Mülhidlik bugünün Türkçesi ile sapkinlik ve dinsizlik demektir. 15. yüzyildan 17. yüzyila kadar üç-yüz yillik Osmanli düzenine ve bu düzenin arkasindaki resmi ideolojiye karsi ortaya çikan kisisel ve kitlesel çikislara Zindiklik ve Mülhidlik denmistir (Bk. A. Y. Ocak, a.g.e., 1998).

Bu dinde yaratici rol yüklenen Ahura Mazda’dir. Yeri gögü yaratan odur. Iran’da Yunan mitolojisindeki Zeus’a, Babil’in Bal (Bel)’ina tekabül eden tanridir. Firdevsi’nin Sahname’sinde Ahura Mazda (Hürmüz, Urmuzd, Ormus, Ermenice’de Aramazd) için Izad ve Yazdan gibi adlar da kullanilir. Çevresinde O’nun yarattigi söylenen alti veya yedi kadar melek vardir. Bunlar iyi nitelikleri temsil ederler.

Ahura Mazda’nin Ahriman (Ahra Mainyu) adinda bir ikize ve rakibe sahip olusu, bu dinin tekçi görünen anlayisi ile bagdasmayan bir düalizm olarak görülür. Ahura Mazda (Yezdan) iyiligin, Ahriman ise kötülüğün göstergesi olarak kabul görülmüştür


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder