13 Mayıs 2014 Salı

CAMPENALLA’NIN GÜNEŞ ÜLKESİ

CAMPENALLA’NIN GÜNEŞ ÜLKESİ

HAMİT AYAS


Campenalla, 27 yıl süren hapis yaşamını yazarak geçirmiş ve bu yazılarıyla ölümsüzlüğü yakalamış bir düşünürdür. Güneş ülkesi yazarın hapishanede yazdığı bir yapıttır ve acı dolu yaşamının, döneminin siyasal ve toplumsal sorunlarına duyduğu tepki ve eleştirilerin bir ürünüdür. Bu tepki ve eleştiriler, onu var olan yerine olmasını gerekene yönlendirmiş gibi gözükmektedir. Campenalla devletin başında hem rahip hem de filozof olan metafizikus diye nitelendirilen bir hükümdar bulunmaktadır. Metafizikus dışında devletin işlerini görmek için, doğrudan metafizikus’a bağlı ve onun tarafından seçilen Güç, Bilgelik ve Sevgi olarak nitelenen üç yönetici daha bulunmaktadır. Metafizikus, güneş ülkesinin en bilge kişisi olduğu için seçilir. Eğer kendisinde daha bilge bir kişi çıkmazsa yöneticiliği ömür boyu sürmek zorundadır.
Güneş Ülkesinde aile kavramı yoktur, kadınlarla erkekler evlenmeden birbiriyle birleşirler. Çocuklar, Platon’da olduğu gibi, toplumundur, ana babalarını tanımazlar.
Özel mülkiyetinde olmadığı Güneş Ülkesinde her şey ortaktır, çünkü onlara göre, bu gibi şeyler insanın hem benciliğinin ürünüdür hem de benciliği körüklemektedir.
Güneş Devletinde, toplumun geleceğini güven altına almak, sağlam ve yetenekli yurttaşlar edinmek için, cinsler arasındaki birleşmeler bile devlet tarafından düzenlenmiştir.
Günes ülkesinde eğitim de oldukça planlıdır. Planlanmış bu eğitimin üç amacının olduğu anlaşılmaktadır. Bunlar;

a) Yurttaşlık eğitimi,
b) Meslek eğitimi ve
c) Yönetici eğitimdir.

Anılan üç amacı gerçekleştirmek için, her şeyden önce Güneş Ülkesi’nde, mimari ve şehrin kurulusu eğitime hizmet etmek üzere tasarlanmıştır. Bu açıdan Güneş Ülkesi tam bir eğitim ütopyasıdır. Batlamyus sisteminde dile gelen iç-içe geçmiş sferlerden oluşan evren sistemini ve yine bu sitemde dile gelen her sifere çakılı yedi gezegenianımsatan şehrin kurulusu, bir açık bir eğitim müzesi görünümünü taşımaktadır. Bu siferler şöyledir: Birinci duvarın iç tarafında, Arşimed’in ve Öklid’in bulduklarından çok daha fazla, bütün matematik sayıları ve geometri şekilleri yerleştirilmiştir. Bu duvarın dışbükey yüzeyinde bütün yeryüzünün betimlemesi yer almaktadır. İkinci dairenin duvarının iç tarafında, resim sanatı yardımıyla, kıymetli taslar, gerekse sıradan taslar ve her türlü maden ve minerallerin resmi çizilmiştir. Bu duvarın dışbükey yüzeyinde, dünyanın bütün denizlerinin, nehirlerinin, göl ve kaynaklarının yanı sıra, şaraplar, yağlar ve diğer sıvılar, nereden geldiklerini belirten yazılar ve resimlerle işlenmiştir. Üçüncü duvarın iç tarafında bütün ağaç ve bitki türleri, bunların doğal örnekleri, özellikleri, nerede yetiştikleri, yaraları; duvarın dış tarafında ise, bütün balık, türleri, bunların yasama tarzları, üremeleri, yetiştirilmeleri ve yararları islenmiştir. Dördüncü dairenin duvarının iç tarafına, kus türleri, iç kısmına ise, kurtlar, solucanlar gibi tüm hayvanlar, yarar ve zararları islenmiştir. Besinci dairenin iç tarafına, kara hayvanları, resmedilmiş, sayıları çok olduğu için bunlar, dış yüzeye taşmıştır. Altıncı dairenin iç tarafına mekanik zanaatlara giren her şeyin ve bunları yapmak için gerekli olan araçların resmi yapılmış ve açıklaması yazılmış; bu duvarın dış yüzeyi ise, gerek bilimlerde gerekse silah alanında yaptıkları buluş ve icatlarla tanınmış adamların ve yasa koyucuların portreleriyle süslenmiştir. Bu dairenin ortasında Ortaçağ anlayışının bir uzantısı olarak tapınağı yerleştirir.


HAMİT AYAS


KAYNAKÇA:

Bilim ve gelecek dergisi sayı 32 ekim 26

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder